Sosyal Medya ve Sağlık

Sosyal medyayı anlamak için internete, interneti anlamak için de iletişime bakmak gerekir. Dil, diyalog, haberleşme, iletişim aslında içerisinde bulunduğumuz sosyal çevreden dolayı vazgeçilmez kavramlardır. Ama daha da önemlisi insan sosyal bir varlıktır ve yaşamını ve soyunu devam ettirebilmesi için diğer canlılar gibi kendi türdeşleriyle iletişim halinde olmalıdır.

İşte her şey 1971 yılında atılan bir maille başladı. Bu noktadan sonra www yani Dünya Çapında Ağ kurulması ile, tüm insanlar birbirine görünmez bir haberleşme ipiyle bağlanıyor ve devasa bir ağın parçaları haline geliyordu.

Zaten "Social Network" filmini izleyenlerin de bildiği üzere, Zuckerberg de üniversitedeki kızları daha yakından tanıyabilmek için FaceBook gibi bir platform yaratmıştı. Ama daha sonra birbirimizi yakından tanıma, uzaktan konuşabilme, ilginç durumları kamerayla çekip görsel olarak paylaşabilme dürtüsü ağır bastı ve artık muhabbetler MSN gibi iki kişi arasında değil daha fazla kişiyle kurulabiliyordu.



Bugün FaceBook, İnstagram, Twitter, SnapChat, YouTube ve WhatsApp gibi sosyal medya platformları aslında hep bu temel amaca hizmet etmektedir. Hatta ekşisözlük gibi sözlükler de. Başkalarının düşüncelerini öğrenebilme, onları yakından tanıma ve bir fikir ağı oluşturma. Artık kimse ansiklopedileri açıp bir şeyler araştırmaya ya da bilgiyi kaynağından öğrenmeye ihtiyaç duymuyor bile.

Yani herkes ortaya bir şey atıyor ve bu "post"lar yine herkesce görülebiliyor. Böylece bazen bir toplumsal linç, bazense yanlış bir bilginin milyonlarca kişi tarafından doğru zannedilmesi gibi sonuçları da kaçınılmaz oluyor.

Sağlık açısından ise;

1.  Telefon ve bilgisayar başında uzun vakit geçirme ile göz kuruması, boyun ve bel ağrıları, kamburluk, fazla mouse tutma ile karpal tünel sendromu gibi problemler başlıca görülüyor. Tabi çocuklar için büyüme-gelişme problemleri ise cabası.

2. Hikikomori
Japonca geri çekilme demek. Sadece sosyal medya değil, oyun/dizi bağımlıları için de geçerli. Odaya kendini kapatıp saatlerce çıkmama demek. Bu kişilerin seri katile dönüşme olasılıkları da yüksek bulunmuş...

3. Enfornografi
Herkes tarafından bilinmemesi ve yayılmaması gereken bilgileri yayınlama hastalığıdır. Kendisine ve yakın çevresine ait hemen her şeyi yayınlayanlara ise “ileri düzey enfornog” denilmektedir.

4. Hayalet Titreşim Sendromu
Telefon mesaj gelmiş gibi titreşmediği halde titreştiğini sanmaktır. Bu kişiler sık sık telefonlarını kontrol etme ihtiyacı duyarlar.

5. FOMO
Gelişmeleri kaçırma korkusu olarak da bilinir. Sürekli sayfayı yenileyip yeni bir haber/gelişme var mı diye bakarak saatlerini bu şekilde geçirirler. Çözüm yeni bir hobi bulmaktır.

6. Obezite
Sürekli yatarak veya oturarak sosyal medyayı takip eden çocuklar maalesef obezite olma riskine sahip. Her gün yürüyüş yapmak ise önerilen çözümlerden. Ama sıkıntılı taraf çocukların kendilerine has hiperaktif ve sosyallik özelliklerini kaybetmeleri. Bunun önüne geçmek içinse onlara arkadaş bulmak ve oyunlar kurmasını sağlamak lazım.

7. SAR?
Bildiğiniz gibi SAR değeri denilen W/kg ile ifade edilen bir şey var. Telefonla çok oynayan çocukların özellikle bu değeri yüksek olan telefonlara sahiplerse, maruz kaldıkları radyasyon miktarı daha yüksek. Acaba gelecekte ne gibi yan etkileri olur bilinmiyor ama dikkatli olmakta fayda var.

Yorumlar