Son günlerde sıklıkla dile getirilen bir ifade var: İlaç firmaları yabancı ülkelerde büyük bir pazar oluşturdu. İlaçları çöpe atmalıyız. Aidin Salih kitabını edin. Alternatif ve geleneksel tıbba yönelmeli, doktorların ilaç pazarıyla anlaşmalarını bozmalıyız. Bu iddialara naçizane bir cevap vermek istiyorum.
İDDİA-1: Amerikalılar bizden kanserin tedavisini saklıyor.
Cevap: Amerika dahil bütün ülkelerde kullanılan ilaçlar tedavilerde ortak kılavuzlara göre uygulanır ve ülkelerin sağlık bakanlığının onayından geçer. İlaçların markası, rengi veya fiyatı değişse de esas etken madde aynıdır. Bu ilaçlar bilimsel çalışmalarla etkinliği kanıtlanmış elimizdeki EN iyi ilaçlardır ve salt bu ilacın kullanılmasıyla iyileşmek yeterli değildir. Yanına spor, iyi bir beslenme, sağlıklı bir uyku ve temiz havayı; sigarayı, alkolü bırakmayı doktorlar zaten önerecektir ve bunları yapmadan ilaç bir yere kadar faydalı olacaktır. Bir diğer konu ise ilaç saklama hususudur ki dünyadaki her ülkede hemen hemen benzer ilaçlar kullanılır yani bu ilaç firmaları sırf Türkiye'ye özel üretim yapmamakta kendi ülkelerinde de bu ilaçları kullanmaktadırlar. Kaldı ki şu an dünyada Nobel Tıp ödülleri kanser çalışmalarına verilmektedir. Şayet bu konuda yapılmış böyle bir çalışma olsaydı veya bir ilaç olsaydı kanserden ölen ekonomik ve siyasi olarak güçlü insanlar olmazdı (Steve Jobs pankreas kanserinden öldü).
İDDİA-2: Bize ilaç veriyorlar ve ilaca bağımlı oluyoruz.
Cevap: Sen aslında ilaca bağımlı değilsin, teknolojiye, modern yaşama, fast food gıdaya, televizyona bağımlısın ve sen bu yaşamını değiştirmediğin için ilaçlara bağımlı olduğunu sanıyorsun. Halbuki bu ilaçlar seni yaşama bağlayan tek şey. Kolesterolün tavan yapmış, tansiyon kırıla, vitaminler eksik, şeker fırlamış, ya ne yapacaktık? Kendi haline bıraksak ya kalpten ya böbrekten gideceksin! İlaçlardan önce karşı çıkmamız gereken şey kapitalist sistemin ve fabrikasyon yaşamın bize dayattığı hareketsizlik, hedonik v epragmatist anlayıştır.
İDDİA-3: İlaç firmaları eğer daha iyi bir ilaç bulunursa zarar eder, kar etmek için bizi öldürmüyor ama süründürüyor.
Cevap: Siz dünyada BİR tane mi ilaç firması var sanıyorsunuz? Bu firmalar aynı zamanda kendi aralarında rakipler; şöyle düşünün otomobil firmaları neden sürekli 95 model çıkarıp kar etmek varken, yeni özellikler eklenmiş, daha konforlu, daha güvenli, daha problemleri kökten çözebilen otomobiller üretiyorlar? Çünkü teknoloji budur, problemleri çözer ve tek bir otomobil firması da yok, birisi yeni bir şey keşfettiği zaman daha fazla satar daha fazla kar eder. Eğer bu hastalığın kökten bir tedavisi bulunsa yarın öbür gün inanın bir ilaç firması koyar ilaç başına üç bini beş bini yok satar. Fakat siz de iyi biliyorsunuz ki, bir tane hastalığın kökten çözümü gibi bir şey olmayacak çünkü yaşlanıyoruz. Vücudumuz ister istemez bir yerden patlıyor. Acaba ölümsüzlük mü istiyoruz? Bu ölümsüzlüğü hacamat ya da ıspanağın mı verebileceğini düşünüyouz? Çünkü her yerde yapılan reklamlar TÜM hastalıklara şifa şeklinde. Eğer tüm hastalıklara kolayca şifa arıyorsanız, kusura bakmayın da böyle bir şey mümkün mü biraz düşünün.
İDDİA-4: Doktorlar ve ilaç firmaları kol kola girmişler bizi kandırıyorlar, kendileri paraları cukkalıyorlar.
Cevap: Yahu sizin hiç çevrenizde doktor yok mu? Siz doktorları ne zannediyorsunuz. Bizim de annemiz, babamız, vatan ve insan sevgimiz, kendi hayatımız, eşimiz, çocuğumuz söz konusu. Bu işi seçen doktorların bir çoğu zaten hayatını hastanede geçiriyor. Sizleri kurtarmak için yaşlanıyoruz. Hayatımızı insanımıza feda ediyoruz. Bunu görüyor olsak sizi uyarmaz mıyız, manyak mıyız biz? Bu söylediğinizi çok güvendiğiniz siyasiler yapıyor! Biz değil! Yolsuzluklar, akrabayı kayırmalar, milyon dolarlık anlaşmalar... Bence siz sorunu yanlış yerde arıyorsunuz. Lütfen doktorları bu şekilde itham etmeden önce biraz daha düşünün.
Sizlere kulaktan dolma bilgilerle sağlık tavsiyesi vermeye çalışanlara itibar etmeyiniz. Altı üstü bir araba bir bilgisayar alırken bile saatlerce düşünüyoruz. Sağlığımız konusunda daha da hassas olmalı ve bu işin profesyonellerine güvenmeliyiz.
İyi günler.
Yorumlar
Yorum Gönder